onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.
51 kez görüntülendi
Türkçe kategorisinde

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından 27 252 824
tarafından seçilmiş
 
En İyi Cevap

Eş sesli kelimeler, yazılış ve okunuş bakımından aynı olan, ancak anlamları birbirinden farklı olan kelimelerdir. Bu kelimelere eş sesli veya sesteş kelime denir. Örneğin yüz (sayı), yüz (surat) ve yüz (suda) kelimeleri eş seslidir. Eş sesli kelimelerin temel özelliği, ses kalıbı aynı olan bu sözcüklerin karşıladıkları kavramların tamamen farklı olmasıdır.

Farklı bir açıklama yapmak gerekirse: Eş sesli kelimeler, dilimizde sıkça karşılaştığımız bir olgudur. Birçok kelime aynı şekilde yazılıp okunmasına rağmen farklı anlamlara gelir. Bu durumda bu kelimeler arasında sesteşlik ilişkisi vardır. Sesteşlik, bir sözcüğün birden fazla anlam taşıması değil, aynı seslerle değişik ve birbirleriyle hiç ilgisi olmayan kavramların anlatılması durumudur. Örneğin çay (içecek) ile çay (akarsu) kelimeleri sesteştir. Ancak çay (içecek) kelimesinin başka anlamları yoktur. Bu nedenle eş seslilik ile çok anlamlılık birbirine karıştırılmamalıdır.

Örnek:

  • Kalabalığı gören at birden şaha kalktı.
  • Mutfaktaki bozulmuş peynirleri çöpe at.

Örnek:

  • Telefon numaranı deftere yaz.
  • Bu yaz memlekete gideceğim.

Örnek:

  • Kaza yapan adam çok kan kaybetti.
  • Onun güler yüzüne kandım.
Eş sesli kelimelerin yazılışı aynı olurken anlamları farklı olmaktadır. Yani aynı şekilde yazılan ve aynı şekilde okunsalar bile, mutlaka taşıdıkları anlam temel anlamları olmalıdır.
Örnek

Çocuklar dereyi geçip de çayda boğulmuşlar.

Bu gece yaşlıların çay içeceği tuttu.
Örnek

Ey Filistin, kar toprağını…

Bu akşam ülkenin tamamında kar yağacağını söylediler.
Örnek

Bana böyle kuru bilgilerle gelmeyesin.

Bahçedeki kuru otları kesmemiz gerekiyor.
Örnek

Buraya kadar boğazı yüzerek gelmişler.
Ben olsam ona hiç yüz vermem.

Eş Sesli Kelimelere Örnekler

1-Ayakkabının bağı çözülmüş.

Amcamlar üzüm toplamak için bağa gitmişler.

2-Her yaz köye tatile gideriz.

Okul arkadaşıma mektup yazdım.

3-Elektrikli bisiklet dik yokuşları çıkamıyor.

Yangında zarar gören ormanlık alana yeni fidanlar diktik.

4-Başına gelenleri tenlikle anlattığına eminim.

Terli terli soğuk su içmemelisin.

5-Karıncalar evin her yanını sarmış.

Sorumsuz piknikçiler yüzünden ormanımız yandı.

6- Ak saçlı tatlı bir ihtiyar bize adresi tarif etti.

Bu su neden boşa akıyor?

7- Düğünde allı pullu elbisesiyle dikkat çekiyordu.

Kış için yeni bir kazak aldım.

8- Para lafını duyunca anında yanımızda bitti.

Bugün ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü anmak için toplandık.

9-Çuvalları taşırken belini incitmiş.

Toprağı kazacağız ama bir tane bel bulamadık.

10- Ağzı yüzü bere içinde eve geldi.

Hava soğuk; bereni takmadan dışarı çıkma.

11- Organizasyon için bin tane plastik tabak sipariş ettiler.

Nasrettin Hoca bindiği dalı kesiyormuş.

12- Yemekten sonra çay içelim.

Piknik için çay kenarında gölge bir yer arıyoruz.

13- Bisikletten düşüp dizini yaralamış.

Kitapları raflara güzelce dizdi.

14 Ayran dolu sürahiyle yanımıza geldi.

Gece yağan dolu araçlarda maddi zarara neden oldu.

15- Her gece düşümde seni görüyorum.

Elindeki tepsiyi yere düşürdü.

16- Akşam yemeği için ek olarak muhallebi de yaptım.

Domates tohumlarını geçen hafta ektik

17- Kahvaltıda gül reçeli bile vardı.

Niçin güldüğünü hiçbirimiz anlamadık.

18- Her işte bir hayır vardır.

Hayır, bisikletime binemezsin.

19- Bana kara diyen dilber; gözlerin kara değil mi?

Karaya çıktığımızda ilk işimiz vatan toprağını öpmek oldu.

20- Yemekten sonra kazları beslemek için bahçeye çıktı.

Belediye yine sokağı kazacakmış.

21- Bugün yağmur çok fazla yağdı.

Annem bugün yemeklerde yağ kullandı.

22- Marketten 3 tane ekmek aldım.

Bugün tohum ekmek için tarlaya gideceğim.

23- Ayının inine girme gerçekten çok tehlikeli.

Merdivenlerden düşmemek için dikkatli şekilde inmeniz gerekiyor.

24- Dik yokuştan araba çıkmaz.

Öğrenciler evlerinin önüne ağaç dikti

25- Çocuklar az daha çayda boğuluyordu.

Şöyle bir bardak çay koy da içelim.

26- Hadi şöyle bir denizde yüz de gel.

Sakın ona yüz verme.

27- Nehrin karşısında geçebilmek için bir sal yapmaya başladı.

Hayvanları otlamaya salıp gölge bir yere oturdu.

28- Yılanı gören at birden şaha kalktı.

Mutfaktaki pislikleri çöpe at.

29- Küçücük bir kara parçası için savaş çıkacaktı.

Senin kara gözlerin aklımı başımdan aldı.

30-Kadının sol eli kapıya sıkışmış.

El sözüne kanıp da yuvanı yıkma.

31- Düğün evine hangi yoldan gideceğiz?

Sinirinden annesinin saçını yolmuş.

32 -Çiftlikteki atların bakımıyla kim ilgileniyor?

Canı bir şeye sıkıldığında suya taş atar.

33- Okulunuzda kaç tane bilgisayar var?

Yaylaya gece yarısı varmışlar.

34- Köylü kadınlar çayın kenarında çamaşır yıkıyorlar.

Yemeğin üzerine bir bardak demli çay iyi gider.

35- Altınlarını sandığın içine saklamış.

Terli terli buzlu su içmiş, sonra da hastalanmış.

37- Küçük bir salla karşı kıyıya geçtik.

Çocuğu hemen bakkala sal, kahve ile şeker alsın.

38- Kır saçları soğukta uçuşuyordu.

Vazoya kır çiçeklerini koyduk.

39- Dik yokuştan araba çıkmaz.

Öğrenciler evlerinin önüne ağaç dikti.

40-Benim çok fazla futbol topum var.

Anneme eve benden önce vardı.

41-Yolcular yatın üzerinde keyifle denizi izliyordu.

Uykusu gelen Merve hemen yatağına yattı.

42- Çayın kenarındaki ormanda ailece piknik yaptık.

Babam akşam yemekten sonra çay içmeyi sever.

43-Ayşe öğretmenin tahtaya yazdığı problemi çözdü.

Yaz tatili geldiğinde denize gidip bol bol yüzeceğim.

44- Anne kaz, yavrularının çıkmasını bekliyordu.

Okulda fidan dikmek için toprağı kazdık.

45- Çoban sürüsünde bin tane koyun olduğunu söyledi.

Okula gidip gelirken bisiklete biniyorum.

46- Paten kayan Mine dengesini kaybedince yere düştü.

Can düşünde annesinden alacağı hediyeleri görüyordu.

47- Top oynarken düşen Tarık'ın dizi çok acımıştı.

Örüntü oluşturmak için boncukları dizdik.

48-Kaptan ufka bakıp "Kara göründü !" diye bağırdı.

Geceleyin kara kedinin sadece gözleri görünüyordu.

49- Agaç dallarına konan mavi kuşlar neşeyle ötüyordu.

Yüzmeyi çok seven İbrahim koşarak suya daldı.

50- Ocakta pişen yemeğin kokusu odama geliyordu.

Oniki ayı saymaya ilk ay olan "Ocak" ayından başlarız.

Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...