onlineodev.com`u daha etkin ve verimli kullabilmeniz için, yandex.com.tr, bing.com, yahoo.com gibi arama motorlarını kullanmanızı tavsiye etmektedir.
53 kez görüntülendi
Tarih kategorisinde

1 cevap

0 beğenilme 0 beğenilmeme

İstiklal Mahkemeleri, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve bağımsızlık hareketini engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için, çıkarılan özel bir kanunla ilk olarak 18 Eylül 1920 tarihinde kurulan mahkemelerdir. İstiklal Mahkemeleri, TBMM’nin kendi içinden seçtiği milletvekillerinden kurulu mahkemelere olağanüstü yetkiler vermesi sonucu kurulan devrim mahkemeleridir.

İstiklal Mahkemeleri üç ayrı dönemde faaliyet göstermiştir:

  • Birinci dönem (18 Eylül 1920 - 17 Şubat 1921): İlk olarak Ankara’da kurulan İstiklal Mahkemesi’ne daha sonra Konya, Sivas, Erzurum ve Diyarbakır’da da kurulmuştur. Bu dönemde İstiklal Mahkemeleri’nin başkanlığını Ali Galip Bey yapmıştır. Bu dönemdeki en önemli yargılama Koçgiri İsyanı’nın bastırılması olmuştur.
  • İkinci dönem (30 Temmuz 1921 - Ekim 1923): Bu dönemde İstiklal Mahkemeleri’nin başkanlığını Refet Bele yapmıştır. Bu dönemdeki en önemli yargılamalar Çerkez Ethem Olayıİstanbul Hükümeti ile işbirliği yapanlarErmeni Lejyonu ve Yunan işgaline destek verenler olmuştur.
  • Üçüncü dönem (1923 - 7 Mart 1927): Bu dönemde İstiklal Mahkemeleri’nin başkanlığını Mehmet Esat Bozkurt yapmıştır. Bu dönemdeki en önemli yargılamalar Şeyh Said İsyanıTerakkiperver Cumhuriyet FırkasıSerbest Cumhuriyet FırkasıMenemen Olayı ve Kürt Teali Cemiyeti olmuştur.

İstiklal Mahkemeleri’nin kapatılmasının nedenleri şunlardır:

  • Türkiye’nin uluslararası alanda tanınması ve Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla olağanüstü durumun sona ermesi.
  • İstiklal Mahkemeleri’nin modern hukuk kurallarına uygun olmayan uygulamalar yapması ve keyfi kararlar vermesi.
  • İstiklal Mahkemeleri’nin TBMM’nin otoritesine zarar vermesi ve siyasi muhalefeti baskılaması.

Soru da bilgiden doğar, cevap da 

Hz. Mevlana

...